Günebakan Buketi


Boyut (cm): 50x40
Fiyat:
Satış ücreti7,289.00TL

Tanım

Claude Monet'in 1881 tarihli Ayçiçekleri tablosunda, izleyici yağlı boya ile yakalanmış bir ışık patlamasıyla karşılaşır. Başlık, Vincent van Gogh'un ünlü ayçiçeği serisini hemen çağrıştırsa da, burada daha sıvı ve canlı bir evrende bulunuyoruz; renk, izleyicinin gözünün ritmine göre atar gibi görünüyor. Empresyonizmin babası olan Monet, nesneleri temsil etmekten çok, onları geçiren ışık akışını yakalamayı amaçlar. Ve bu özel eserde, bunu yaparken son derece zarif bir şekilde başarır.

Tablo, sıcak lav gibi masanın yüzeyinde taşan kırmızı bir örtü üzerinde yer alan seramik bir vazoda düzenlenmiş cömert bir ayçiçeği demetini gösteriyor. Ayçiçekleri, akademik bir doğa manzarasındaki titizlikle sıralanmamış; aksine, çeşitli yönlere büyüyüp yayılıyor, bazıları başları dik, bazıları ise kendi ağırlıklarıyla eğilmiş. Bu biraz dağınık canlılık, Monet'nin mükemmel bir anı dondurmak değil, yaşamı olduğu gibi: sürekli değişen, solmaya ya da çiçek açmaya hazır bir şekilde önermek istediği fikrini pekiştiriyor.

Özellikle büyüleyici olan, rengin işlenişidir. Petallerin canlı sarıları, ateşli turuncular ve kırmızılarla kaynaşırken, yapraklardaki soğuk yeşillerle de birleşiyor; bu yeşiller kalın şelaleler gibi aşağıya akıyor. Arka plan, lavanta dokunuşlarıyla mavi-gri bir ton, çiçeklerin renk gücüyle rekabet etmemekle birlikte, ayçiçeklerinin daha yoğun bir şekilde öne çıkmasını sağlayan ince bir kontrast sunuyor. Monet, nesneleri değil, ışığı boyar: Örneğin, vazo neredeyse sadece bir kap, aksine, renklerin yansıdığı, titreştiği ve dönüştüğü bir yüzey haline geliyor.

Bu eserde insan figürleri yok. Tek “karakter” neredeyse teatral bir varlık olarak kabul edilen aynı demet. Aslında, tablo bir portre havası taşıyor. Her çiçek kendi ifadesine sahip gibi görünüyor: bazıları neşeli ve açık, bazıları ise üzgün veya çekingen, sanki istemeden poz veren bir grup bireyle karşı karşıyayız.

İlginç bir şekilde, bu ayçiçeği tablosu, Monet'in daha tanınmış diğer eserleri gibi bir seri parçası değildir - örneğin, Su Lale'leri veya Rouen Katedrali - ancak sanatçının, eşi Camille'in ölümünden sonraki yıllarda Vétheuil'deki konaklaması sırasında geliştirdiği çiçek keşfi aşamasının bir parçası olarak okunabilir. Bu, resmin bir sığınak, bahçenin ise bir teselli haline geldiği bir dönemdir. Bu bağlamda, bu ayçiçekleri sadece estetik bir egzersiz değil, belki de zamanı durdurmanın, rengi kullanarak hayata tutunmanın bir yoludur.

Monet, manzaraları veya açık hava sahneleri ile karşılaştırıldığında, çok az doğa manzarası resmetmiştir, bu da bu eseri özellikle değerli kılmaktadır. Burada, neredeyse heykelsi bir his uyandıran kalın ve yoğun fırça darbeleri uygulama ustalığı takdir ediliyor; ama belli bir mesafeden bakıldığında, sarıcı bir optik titreşimde birleşiyor. Bu, birçok eserini yöneten aynı ilkedir: gözle görüleni değil, bakarken hissedileni boyamak.

Tablo Ayçiçekleri

Monet, bize çiçeğin, nesnenin, vazonun ötesine bakmamızı davet ediyor. Bizi, resimsel materyalin enerjisiyle, her bükülmüş taç yaprağında, her istikrarsız gölgede, tanımladığından daha fazlasını öneren her lekede patlayan yaşam dürtüsüyle sürüklenmeye çağırıyor. Ve bu bakış eyleminde, içsel ve gerçek bir şey açığa çıkıyor: sadece bir ayçiçeği resmi değil, onların var olmasını sağlayan ışığın ruhu.

KUADROS ©, duvarında ünlü bir tablo.

Profesyonel sanatçıların kalitesinde, el yapımı yağlı boya tabloların reprodüksiyonları ve KUADROS ©'nin ayırt edici damgası ile.

Müşteri memnuniyeti garantisi ile tablo reprodüksiyon hizmeti. Eğer tablo reprodüksiyonundan tamamen memnun kalmazsanız, paranızın %100'ünü geri iade ediyoruz.

Hoşunuza da gidebilir

Son zamanlarda görüntülenen